31 Mart 2012 Cumartesi

Earth Hour Neden TT?


Çevre sorunlarına dikkat çekmek amacıyla "Earth Hour" Bu Gün 20:30 21:30 da gerçekleştirişecek.


ttp://bit.ly/DunyaSaati WWF tarafından çevre sorunlarına dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen Dünya Saati (Earth Hour) Kampanyası 31 Mart 2012 Cumartesi günü, 20.30 - 21.30 saatlerinde gerçekleştirilecek. En büyük küresel hareket olan Dünya Saati'nin Türkiye'deki katılımcılarını, bu yıl eşsiz bir deneyim bekliyor. Katılımcılar, 31 Mart Cumartesi günü saatler tam 20.30'u vurduğunda http://www.wwf.org.tr/dunyasaati adresinde bir sürprizle karşılacak. Bu sürprizi yaşamak için ise tek koşul, o saatte ışıkları kapatmış olmak.






Metin Yıldız Neden TT?

Ünlü oyuncu Metin Yıldız eşini dövdü!


BKM oyuncusu Metin Yıldız, eşinin şikayeti üzerine geceyi karakolda geçirdi. Ünlü oyuncunun savunması ise duyanları gülümsetti! Alemin Kralı adlı dizise Kubat karekterini canlandıran ve sürekli eşine şiddet uygulayan Metin Yıldız, polis merkezi çıkışında eşinin şikayetinin bilinmesine rağmen, bir polis arkadaşını ziyaret ettiğini söyledi.

Eşi Elvan Yıldız’ı daha önce dövdüğü gerekçesiyle boşanacakları ileri sürülen Metin Yıldız, iddiaya göre, eşi Elvan Yıldız ile birlikte balıkçı lokantasında içki içti.

Siyavuşpaşa Sarmaşık Sokakta bulunan evlerine dönen Yıldız çifti, saat 03.00 sıralarında nedeni henüz bilinmeyen bir sebepten tartışmaya başladı. Bunun üzerine Metin Yıldız eşine Elvan Yıldız’a yumruk ve tekme attı. Elvan Yıldız’ın çığlıkları üzerine komşuları ailenin kavgasını polise bildirdi.

KAVGA KARAKOLDA BİTTİ
Olay yerine gelen polis ekipleri Metin ve Elvan Yıldız’ı şikayetçi oldukları gerekçesiyle Bahçelievler Polis Merkezi’ne getirdi. Polislere eşinin kendisini sürekli dövdüğünü söyleyen Elvan Yıldız, darp raporu alınması için Bakırköy Dr Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldü. Burada yapılan sağlık kontrolünün ardından Elvan Yıldız, polis merkezinde ifade verdi. İfade sonrasında eliyle yüzünü gizlemeye çalışan Elvan Yıldız’ın yüzündeki şişlikler dikkat çekti. Elvan Yıldız, basın mensuplarının sorularına yanıt vermeyerek polis otomobiliyle annesinin evine gitti. Daha sonra ifade veren Metin Yıldız ise çıkışta, “Ben polis çocuğuyum. Bir ağabeyimi ziyarete geldim. Hiç bir şey yok" dedi. 

Metin Yıldız, basın mensuplarının eşinizi dövdüğünüz iddia ediliyor sorusuna ise cevap vermedi. Yıldız çiftinin ifadelerinde birbirlerinden şikayetçi oldukları öğrenildi.

Hayko Cepkin'den Yeni Klip "Açtırdınız Kutuyu"

Hayko Cepki - Açtırdınız Kutuyu - Yeni Klip

Hayko Cepkin 2010 yılında çıkarttığı "sandık" albümüne bir klip daha çekti. Hayranlarının merakla beklediği klip "açtırdınız kutuyu" isimli parçaya çekildi. İyi seyirler.



Hayko Cepkin - Açtırdınız Kutuyu - Şarkı Sözleri

Birileri görmüş söylemez belli ki korkak 
Birileri sevmiş vazgeçmiş gördük ki kolpa
Kötüleri sevdik pişmanız sahipsiz kaldık
Hayvan terli işlemez güçlendik kalktık

Laaaan
Konuşup dursan neye yarar
Yaktığın ancak cürmün kadar
Kendinden gayrı yalan
Gerçeği gör

Anlayanın bir yüzü karanlık kalmış
Anlatsak da anlamaz beyni sulanmış
Çevir kazı inceden yanık çoğalmış
Mahluk terli işlemez uyandık artık

Laaaan
Konuşup dursan neye yarar
Yaktığın ancak cürmün kadar
Kendinden gayrı yalan
Gerçeği gör

Ben bir kuzgun olsam
Sen bir yavru baykuş
Yüz yüze buluşsak
Öperek çoğaltsam

Laaaaan
Konuşup dursan neye yarar
Yaktığın ancak cürmün kadar
Kendinden gayrı yalan
Gerçeği gör

29 Mart 2012 Perşembe

Erdoğan-Ahmedinejad Neden TT?


Erdoğan, Ahmedinejad ile görüştü

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın yaptığı kritik görüşme 1.5 saat sürdü. Dün akşam yapılması planlanan görüşme Ahmedinejad'ın sağlık sorunları nedeniyle bugüne ertelenmişti.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Ahmedinejad'ın Suriye başta olmak üzere Tahran'ın nükleer faaliyetleri ve terör örgütü PKK ile mücadeleyi ele aldıkları tahmin edilen görüşmesi yaklaşık 1.5 sürdü. Görüşme sonrası iki lider ortak basın toplantısı yapmadı.
YEMEK İPTAL EDİLDİ

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın, dün akşam Erdoğan onuruna vermesi planlanan akşam yemeği de iptal edildi.
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, BM'nin 5 daimi üyesi ile Almanya'nın oluşturduğu 5 artı 1 ülkeleriyle, Tahran'nın nükleer müzakerelere 13 Nisan'da başlayabileceğini açıklamıştı. Salihi, müzakerenin yeri konusunda ise açıklama yapmamıştı.
AB Dış Politika Yüksek temsilcisi Catherine Ashton ise, İran'la yapılacak nükleer müzakerelerin İstanbul'da yapılmasına sıcak bakıyor. İran da daha önce yaptığı açıklamada, müzakere yeri olarak İstanbul'u tercih edeceklerini açıklamıştı.
HAMANEY'LE DE GÖRÜŞECEK

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün ayrıca Meşet kentinde İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'le görüşmesi bekleniyor.
Güney Kore'de düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne katılan Başbakan Recep Tayyih Erdoğan, buradan İran'a geçmişti. Erdoğan dün Tahran'da İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ile görüşmüştü. NTV

Mustafa Özer Neden TT ?

Bir ajan gazetecinin itirafları - Taraf - Istanbul - 29.03.2012 

Taraf, KCK’dan gözaltına alınıp serbest bırakılan AFP muhabiri Mustafa Özer’in ifadesine ulaştı: MİT için Karayılan’a gittim, PKK’nın Avrupa merkezine sızdım 



KCK operasyonunda gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan AFP muhabiri Mustafa Özer, soruşturmayı yürüten İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar’a 23 Kasım 2011 tarihinde verdiği ifadesinde MİT ile bağlantılarını anlattı. MİT’le 2003’te temas kurduğunu ve PKK hakkında istihbarat toplamaya başladığını söyleyen Özer’in ifadelerinin ayrıntıları şöyle:

“Ben Emniyet Müdürlüğü’nde ifade vermiştim. O ifadem kesinlikle doğrudur, aynen tekrar ederim. Zaten bu ifadeyi de özel müdafim Ümit Duman’ın huzurunda verdim. Ben Ajans France Press ’te 2003 yılından beri çalışıyorum. Halen de çalışmaktayım. AFP yetkilileri bana PKK kampına giderek fotoğraf çekmemi, oradan haber oluşturacaklarını söylediler. Ben de Fransızların bu şekilde burunlarını her şeye soktuklarını bildiğim için memlekete fayda zarar düşüncesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden tanıdığım Ümit Selçuk Şener’e konuyu aktardım. Hukuki açıdan bir sorun olup olmadığını sordum. Ayrıca işe yarayıp yaramayacağını sordum. O da bana yardımcı olacağını belirterek arkadaşlarının beni arayacağını söyledi. Birkaç gün sonra bana telefon geldi. Arayan şahısla buluştum. Cem adlı bir şahısla İstanbul Taksim’de buluştuk. Bana bir adet video kamera vererek gideceğim yerde gözlem yapmamı, gazeteci gözüyle orayı kayda geçirmemi söylediler. Ben gönüllü olarak hiçbir para talebinde bulunmadan Cem isimli şahsa teklifini kabul ettiğimi söyledim.

Ufuk çizgilerinden yer tesbiti

2005 yılının ağustos ayında Mahmur üzerinden Kandil’e gittim. Hatırladığım kadarıyla gezi toplam 4-5 gün sürdü. Orada çeşitli fotoğraflar çektim. Oraya ait tüm görüntüleri dönünce Cem isimli şahsa Beşiktaş’ta bulunan MİT Bölge Başkanlığı’nda buluşarak teslim ettim. Bu görüntünün bende kalması da gerekiyordu. O nedenle kopyasını onlara verdim. Şu an bu görüntülerin bir sureti ev aramamda bulunduğu için Emniyette’dir. Üstte söylemeyi unuttum Cem isimli şahıs bana gittiğim yerin özellikle ufuk çizgilerine dikkat etmemi, bunları kaydetmemi, yer tesbiti için bunların önemli olduğunu söylemişti. Cem ile samimiyetimiz gelişti. Cem zaman içerisinde benden özellikle yabancı basın ile ilgili istihbarat toplamaya başladı. Ben de faydalı olur düşüncesiyle verdim. Cem ile arkadaşlığımız 2007 yılının sonuna kadar bu şekilde devam etti. Bu arada maddi tekliflerin hiçbirini kabul etmedim. Sorunlu bir evlilik yaşadım. O sırada konularla ilgilenemedim. Yine üstte söylemeyi unuttum. İlk gidişimde İsmet Kayhan ile irtibata geçmiştim. Şahıs benim Kandil’e gitme talebimi kabul edince ben konuyu ilgililere bildirme ihtiyacı hissettim. Ben Kandil’e giderken o tarihte 500 canlı kalkan olayı vardı. 500 kişi operasyonlara karşı canlı kalkan olmak amacıyla Türkiye’den çıkış yaptılar. Ancak yönlerini Kandil’e çevirerek örgüte katıldılar ve basın toplantısı yaptılar. Ben de o basın toplantısında bulundum. Notlar almaya başladım. O esnada üzerinde çok dosya olan bir masadan bir dosyayı alarak üzerinde notlarımı tutmaya başladım.

Üç tane MİT’çi Kandil’de yakalandı

O esnada dosyanın örgüte katılan 500 kişinin kimlik bilgilerini içerdiğini görünce ben bu dosyayı almaya karar verdim. Not almaya devam ederek kimse görmeden dosyayı çantama koydum. Dönünce de bu dosyayı ve video bantlarını Cem isimli MİT mensubu şahsa verdim. Cem isimli şahıs o tarihlerde üç MİT mensubunun Kandil’de yakalandığına dair PKK’ya ait yayın organlarındaki haberin doğruluğunu araştırmam için İsmet Kayhan ile görüşmemi istedi. Ben de İsmet Kayhan’ı aradım. Bu haberin doğru olmadığını öğrenerek Cem’e bildirdim. 2007’de yine Kandil’e AFP ’den gidecek bir kameramana bu konuda yardımcı olmam istendi. Bu talepte bulunan kendi bağlı olduğum AFP ajansıydı. Ben bu durumu da Cem’e bildirdim. Cem özellikle HPG bölgesinde Fehman Hüseyin isimli Bahoz Erdal kod adlı şahısla görüşülüp görüşülmeyeceğini araştırmamı istedi. Ben de İsmet Kayhan’a bu konuyu sordum. İsmet Kayhan da bana “kesin garanti veremem ancak sizi kampa sokabilirim” dedi. Ben de bu durumu hem Cem’e hem de Fransız kameramana söyledim. Her ikisi de bunu kabul etti.

İlk elemeyi İsmet Kayhan yapar

İsmet Kayhan’dan habersiz hiçbir Türk ya da yabancı gazeteci örgütün kırsal alanına gidemez ve liderleriyle röportaj yapamaz. İlk elemeyi İsmet Kayhan yapar. Cem yine bana gazeteci olarak gözlemlerimi ve bol bol fotoğraf çekmemi istediğini söyledi. Sonra biz yola çıktık. Bizi Zaho’da karşılayan kurye bizi önce Selahattin şehrine götürdü. Orada gazeteci olduğumuza dair belge KDP tarafından verildi. Kurye bizi yanlışlıkla Zap Kampı’na götürdü. Halbuki Hakurk’a götürmesi gerekiyordu. Gittiğimizde oradakilerde beklemedikleri için şaşırdılar. Ben orada bulunduğum kısa süre içerisinde coğrafik fotoğraflar çekmeye başladım. Ertesi gün bize eğitim fotoğrafı çekmemizi söylediler. Biz de bu fotoğrafları çektik. Ben orada bulunduğum süre içerisinde depo, sığınak vb önemli yerleri fotoğraflamaya özen gösterdim. Sadece fotoğraf ve video çekimine izin verdiler. 
KCK operasyonunda gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan AFP muhabiri Mustafa Özer, soruşturmayı yürüten İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar’a 23 Kasım 2011 tarihinde verdiği ifadesinde MİT ile bağlantılarını anlattı. MİT’le 2003’te temas kurduğunu ve PKK hakkında istihbarat toplamaya başladığını söyleyen Özer’in ifadelerinin ayrıntıları şöyle:

“Ben Emniyet Müdürlüğü’nde ifade vermiştim. O ifadem kesinlikle doğrudur, aynen tekrar ederim. Zaten bu ifadeyi de özel müdafim Ümit Duman’ın huzurunda verdim. Ben Ajans France Press ’te 2003 yılından beri çalışıyorum. Halen de çalışmaktayım. AFP yetkilileri bana PKK kampına giderek fotoğraf çekmemi, oradan haber oluşturacaklarını söylediler. Ben de Fransızların bu şekilde burunlarını her şeye soktuklarını bildiğim için memlekete fayda zarar düşüncesiyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden tanıdığım Ümit Selçuk Şener’e konuyu aktardım. Hukuki açıdan bir sorun olup olmadığını sordum. Ayrıca işe yarayıp yaramayacağını sordum. O da bana yardımcı olacağını belirterek arkadaşlarının beni arayacağını söyledi. Birkaç gün sonra bana telefon geldi. Arayan şahısla buluştum. Cem adlı bir şahısla İstanbul Taksim’de buluştuk. Bana bir adet video kamera vererek gideceğim yerde gözlem yapmamı, gazeteci gözüyle orayı kayda geçirmemi söylediler. Ben gönüllü olarak hiçbir para talebinde bulunmadan Cem isimli şahsa teklifini kabul ettiğimi söyledim.

Ufuk çizgilerinden yer tesbiti

2005 yılının ağustos ayında Mahmur üzerinden Kandil’e gittim. Hatırladığım kadarıyla gezi toplam 4-5 gün sürdü. Orada çeşitli fotoğraflar çektim. Oraya ait tüm görüntüleri dönünce Cem isimli şahsa Beşiktaş’ta bulunan MİT Bölge Başkanlığı’nda buluşarak teslim ettim. Bu görüntünün bende kalması da gerekiyordu. O nedenle kopyasını onlara verdim. Şu an bu görüntülerin bir sureti ev aramamda bulunduğu için Emniyette’dir. Üstte söylemeyi unuttum Cem isimli şahıs bana gittiğim yerin özellikle ufuk çizgilerine dikkat etmemi, bunları kaydetmemi, yer tesbiti için bunların önemli olduğunu söylemişti. Cem ile samimiyetimiz gelişti. Cem zaman içerisinde benden özellikle yabancı basın ile ilgili istihbarat toplamaya başladı. Ben de faydalı olur düşüncesiyle verdim. Cem ile arkadaşlığımız 2007 yılının sonuna kadar bu şekilde devam etti. Bu arada maddi tekliflerin hiçbirini kabul etmedim. Sorunlu bir evlilik yaşadım. O sırada konularla ilgilenemedim. Yine üstte söylemeyi unuttum. İlk gidişimde İsmet Kayhan ile irtibata geçmiştim. Şahıs benim Kandil’e gitme talebimi kabul edince ben konuyu ilgililere bildirme ihtiyacı hissettim. Ben Kandil’e giderken o tarihte 500 canlı kalkan olayı vardı. 500 kişi operasyonlara karşı canlı kalkan olmak amacıyla Türkiye’den çıkış yaptılar. Ancak yönlerini Kandil’e çevirerek örgüte katıldılar ve basın toplantısı yaptılar. Ben de o basın toplantısında bulundum. Notlar almaya başladım. O esnada üzerinde çok dosya olan bir masadan bir dosyayı alarak üzerinde notlarımı tutmaya başladım.

Üç tane MİT’çi Kandil’de yakalandı

O esnada dosyanın örgüte katılan 500 kişinin kimlik bilgilerini içerdiğini görünce ben bu dosyayı almaya karar verdim. Not almaya devam ederek kimse görmeden dosyayı çantama koydum. Dönünce de bu dosyayı ve video bantlarını Cem isimli MİT mensubu şahsa verdim. Cem isimli şahıs o tarihlerde üç MİT mensubunun Kandil’de yakalandığına dair PKK’ya ait yayın organlarındaki haberin doğruluğunu araştırmam için İsmet Kayhan ile görüşmemi istedi. Ben de İsmet Kayhan’ı aradım. Bu haberin doğru olmadığını öğrenerek Cem’e bildirdim. 2007’de yine Kandil’e AFP ’den gidecek bir kameramana bu konuda yardımcı olmam istendi. Bu talepte bulunan kendi bağlı olduğum AFP ajansıydı. Ben bu durumu da Cem’e bildirdim. Cem özellikle HPG bölgesinde Fehman Hüseyin isimli Bahoz Erdal kod adlı şahısla görüşülüp görüşülmeyeceğini araştırmamı istedi. Ben de İsmet Kayhan’a bu konuyu sordum. İsmet Kayhan da bana “kesin garanti veremem ancak sizi kampa sokabilirim” dedi. Ben de bu durumu hem Cem’e hem de Fransız kameramana söyledim. Her ikisi de bunu kabul etti.

İlk elemeyi İsmet Kayhan yapar

İsmet Kayhan’dan habersiz hiçbir Türk ya da yabancı gazeteci örgütün kırsal alanına gidemez ve liderleriyle röportaj yapamaz. İlk elemeyi İsmet Kayhan yapar. Cem yine bana gazeteci olarak gözlemlerimi ve bol bol fotoğraf çekmemi istediğini söyledi. Sonra biz yola çıktık. Bizi Zaho’da karşılayan kurye bizi önce Selahattin şehrine götürdü. Orada gazeteci olduğumuza dair belge KDP tarafından verildi. Kurye bizi yanlışlıkla Zap Kampı’na götürdü. Halbuki Hakurk’a götürmesi gerekiyordu. Gittiğimizde oradakilerde beklemedikleri için şaşırdılar. Ben orada bulunduğum kısa süre içerisinde coğrafik fotoğraflar çekmeye başladım. Ertesi gün bize eğitim fotoğrafı çekmemizi söylediler. Biz de bu fotoğrafları çektik. Ben orada bulunduğum süre içerisinde depo, sığınak vb önemli yerleri fotoğraflamaya özen gösterdim. Sadece fotoğraf ve video çekimine izin verdiler. 

Mustafa Özer Kimdir?

Mustafa Özel (d. 1956Ağrıyazar.
Naci Gökçe Lisesi (1974) ve Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi'nden (İktisat 1980) mezun oldu. Bankacılık, dış ticaret ve sanayi sektörlerinde yönetici ve danışman olarak çalıştı. Dergâh, İzlenim, Kayıtlar, İlim ve Sanat, İslam, Yedi İklim, İktisat ve İş Dünyası dergilerinde yazı ve çevirileri yayımlandı. Halen İstanbul Şehir Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi'nde ders vermekte, çeşitli kuruluşlara danışmanlık yapmakta ve muhtelif yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır.

Eserleri [değiştir]

  • Amerikanın Sonu
  • Piyasa Düşmanı Kapitalizm
  • Küresel Rekabet (editör)
  • Stratejik Yönetim ve Liderlik (editör)
  • İktisat Risaleleri (editör)
  • İktisat ve Din
  • Tarih Risaleleri (editör)
  • Devlet ve Ekonomi
  • Değişim ve Kriz
  • İstikbal Köklerdedir
  • Yöneticilik Dersleri
  • Refahlı Türkiye
  • Müslüman ve Ekonomi
  • Liderlik Sanatı

26 Mart 2012 Pazartesi

Bal Reklamları Yalan Çıktı!


“4 kavanozu sadece 100 TL” sloganıyla satılan, TV kanalı bile kurulan ‘balda’ korkunç gerçek ortaya çıktı. Bu yolla satılan balları arıların üretmediği, mısır şurubundan yapıldığı anlaşıldı. Kilosu 2 TL’ye mal edilen ballar, 2. Ordu Komutanlığı’na da satılmaya çalışıldı.


Türkiye son günlerde ‘bal’ furyası yaşıyor. Bazı firmalar ürünlerini televizyon programları üzerinden pazarlarken, bazıları ise işi abartıp kendi kanalını bile kurdu. İnternet üzerinde ise ‘organik bal’, ‘çiçek bal”, ‘kovan balı’ gibi isimlerle satış yapılıyor. “3 kavanoz alana biri bedava, 4 kilo bal sadece 100 TL” gibi sloganlarla satılan ballarla ilgili birçok da şikayet geliyor. Son olarak Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Bakanı Mehdi Eker şikayetleri incelemeye başladıklarını söyledi.

Arılara gerek yokmuş!

Türkiye’de bal furyasının yaşanmasının nedeni 2002 yılına dayanıyor. Bu tarihte ‘Nişasta Bazlı Şeker’ üretiminin kotası yüzde 7.5’tan yüzde 15 çıkartıldı. Böylece daha çok arıların yemi olarak kullanılan mısır şurubu üretim kotası artırılmış oldu. Bu tarihten sonra mısır şurubu neredeyse bal üretiminin en önemli malzemesi haline geldi. Öyle ki ‘arı’ya bile gerek olmadığı ortaya çıktı. Bundan sonra da arısız bal üretimine geçildi. Bu durumu BALDER Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak şöyle açıklıyor: “Bal dünyada en kolay taklit edilen ama en zor tahlil edilen bir ürün. Böyle olunca rant var. 2 TL’lik bir ürünü 20 TL’ye satabiliyorlar. Yüksek früktozlu mısır nişastası kullanılabiliyor. Mısır şurubuna, esans, enzim ve polen (balın özellikleri) katılarak sahte bal üretiliyor. Bu teknik ile arıyı devreden çıkardılar. İnsanlar tadarak anlamaya çalışıyorlar ama insan damağı o ürünün sahte bal olduğunun ayırdına varamıyor. Sadece laboratuvarlar farkı tespit edebiliyor.”

Bal aromasına yasak geldi

Bal yapımında ‘arı’ların devreden çıkartılmasının yaygınlaşmasıyla 2007 yılında o zamanki adıylaTarım ve Köyişleri Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık, Alkolsüz İçecekler Tebliği’ne bir madde ekleyerek, ”Bal aroması ilave edilerek aromalı şurup üretilemez” dedi. Böylece mısır şurubu kullanarak bal yapılmasının önüne geçilmesi planlandı. Ancak bu yöntemle büyük rant sağlayan firmalar yasağa karşı çıktı. Ankara’da faaliyet gösteren Kayserilioğulları adlı şirket, dava açarak yürütmenin iptali ve durdurulmasını talep etti. Konu Danıştay’a kadar çıktı. Danıştay ise 19 Şubat 2008 tarihinde yürütmeyi durdurdu. İşte bu tarihten sonra balcıların önünde hiçbir engel kalmadı. Ancak bu kararın iptali için de Türkiye Arı Yetiştiricileri Derneği karşı dava açtı.

Orduya bile pazarladılar

Türkiye’de ‘arı’sız balcılıkta herkesi hayrete düşürecek olaylardan biri de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başına geldi. 2011 yılında 2. Ordu Komutanlığı 40 gramlık poşetlerde 300 bin adet bal alım ihalesi düzenledi. Mustafa Ençetin ihaleyi 58 bin TL bedel ile kazandı. Balları da orduya teslim etti. Ancak balın ‘sahte’ olduğu ortaya çıktı. Çünkü muammel bedeli 150 bin TL olan balın neredeyse üçte bir fiyatına gitmesi Arı Yetiştiricileri Derneği’ni şüphelendirmişti.

Mısır şurubu kanser yapıyor

Mısır şurubu, kanser, kalp, siroz, diyabet gibi çok sayıda hastalığa neden oluyor. Fransa,Hollanda ve İngiltere’de yasak. En büyük üretici olan ABD’de üretim kotası yüzde 10’dan yüzde 2’ye düşürüldü. Türkiye’de ise 15’e çıkarıldı.

4 çeşit bal var

Bal tebliğine göre 4 tür bal bulunuyor. Bunlar da, kaynağına, üretim ve pazara sunuluş şekline göre ballar ile fırıncılık ve çerçeve balı. Kaynağına göre ballardan çiçek veya nektar balı bitki nektarından elde ediliyor. Salgı balı ise bitkilerin canlı kısımlarının salgılarından yapılıyor. Diğer ballar ise süzme, petekli, sızma, pres ve filtre edilmiş ballar... Fırıncılık balı, diğer gıda maddelerinin üretiminde bileşen olarak kullanılırken, çerçeve balı arıların doğrudan petek yaptığı veya içine temel peteklerin yerleştirildiği malzemelerden oluşuyor.

Bedelinin üçte birine satıyorlardı

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği’nin uyarısıyla TSK, çiçek balının numunelerini analiz etti. Balın mısır şurubuyla yapıldığı, yani sahte olduğu ortaya çıktı. İhale hemen iptal edildi. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, mısır şurubunun bal diye Mehmetçiğe satılmasını engellediğini kaydederek şunları söyledi: “İhaleyi inceledim ve şüphelendim. O. ismindeki çiçek balı, ihale bedelinin üçte birine denk geliyordu. TSK’nın, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’ne yaptırdığı analizlerde, arının balı doğadan getirdiğinin ölçütü olan prolin miktarı 57.43 çıktı. Ancak en az 180 ve çok daha üstü olmalıydı. Normal ballarda bile 400 ile bin 300’dür bu değer. Bu da bu balların mısır şurubuyla yapıldığını gösterdi. İhale iptal edilince, balın üreticisi olan K. firması bana dava açarak kendilerine iftira attığımı iddia etti. Ama mahkeme beni haklı buldu ve beraatime karar verdi. Bu karar ile askeriyeye bal satılmadığı mahkeme kararı ile ispat edilmiş oldu.” 

Kenan Butakın / Vatan 

24 Mart 2012 Cumartesi

Slaven Bilic Beşiktaş Yolunda!

Beşiktaşta seçime sayılı saatler kala başkan adaylarından Fikret Orman'ın seçileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Orman'ın başkan seçilmesi halince teknik direktör koltuğuna Slaven Bilic'i  getireceği gündeme bomba gibi düştü. Haber taraftarları bir hayli heyecanlandırdı. Tam da Fikret Orman'ın tarif ettiği teknik direktör portresine uyan Slaven Bilic; genç, karizmatik, hırslı ve başarılı.

Slaven Bilic Kimdir?

Kişisel bilgileri
Tam adıSlaven Bilić
Doğum tarihi11 Eylül 1968
Doğum yeriSplitHırvatistan
Boyu1.88 m
MevkiiDefans
Profesyonel kariyeri
YılKulüpMaç (gol)
1987-1993
1993-1996
1996-1997
1997-2000
2000-2001
Hajduk Split
Karlsruher SC
West Ham United
Everton
Hajduk Split
109 (13)
66 (5)
48 (2)
30 (0)
9 (0)
Millî takım kariyeri
1990-1999Hırvatistan44 (3)
Çalıştırdığı takımlar
2006-Hırvatistan


Slaven Bilić (d. 11 Eylül 1968Split - Hırvatistan o zamanki YugoslavyaHırvat Milli Futbolcu, Teknik DirektörHırvatistan'ın eski savunma oyuncusudur.
Fransa'da düzenlenen 1998 FIFA Dünya Kupası'nda sürpriz bir 3.lük elde eden kadroda yer almıştır.
Hırvatistan U-21 Takımının Antrenörlüğünü yapmıştır.
2006 FIFA Dünya Kupasından sonra kovulan Zlatko Krancjar'ın yerine Hırvatistan Milli Takımının başına getirilmiştir.
2008 Avrupa Kupası çeyrek finalinde Milli takımımızla karşılaşan Hırvatistanın başında bulunan Bilic kupaya son dakikalarda  mağlup olarak kupaya veda etti.
2012 Dünya kupası elemelerinde tekrar karşı karşıya gelen iki takımdan gülen taraf bu sefer Bilic'in Hırvatistanı oldu.


23 Mart 2012 Cuma

Emre Aydın Soğuk Odalar

Emre Aydın'ın yeni albümünde Gülden Mutlu ile birlikte seslendirdiği "Soğuk Odalar" şarkısı ile  TT listesinde. Dinlemek İçin Tıklayabilirsiniz. 
Emre Aydın'ın yeni albümünün adı "Beni Biraz Böyle Hatıla"

Siyaset Bilimi Öğrencisi Cevabıyla Şaşırttı

"Siyaset bilimi"  "Yüce Divan" "Kim Milyoner Olmak İster" Neden TT listesinde?

Kim Milyoner Olmak İster'e katılan Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi öğrencisinin TBMM başka hangi adla anılır şeklindeki soruya Yüce Divan cevabı vermesi herkesi şaşırttı. Yarışmadan elenen öğrenci twitter'da tartışma konusu oldu.

22 Mart 2012 Perşembe

Ahmet Kaya Neden TT ?

Ahmet Kaya Show Tv'de izlediğimiz dizisinde ki "Hani Benim Gençliğim" şarkısıyla TT listesinde.  

Ahmet Kaya Kimdir?


Ahmet Kaya (28 Ekim 1957,[1] Malatya - 16 Kasım 2000, Paris), Türkiye'de 1980 ve 1990'larda çıkardığı albümler ve verdiği konserlerle tanınmış, anne tarafından Türk, baba tarafından Kürt kökenli[2] şarkıcı ve besteci. 

Behiye Aksoy Kimdir?


79 yaşındaki Behiye Aksoy Esra Erol ile evlen benimle programına çıkarak TT listesine girdi. Esra Erol'un bu hamlesi Behiye Aksoy'un yaşından dolayı eleştiri konusu oldu. Reyting uğruna yapılan bir eylem!


Behiye Aksoy




Behiye Aksoy (d. 19 Eylül 1933, İstanbul), Türk sanat müziği şarkıcısı.
19 Eylül 1933 tarihinde İstanbul'da doğdu. Annesi ve halasının müziğe aşina olmaları, piyano ve ud çalmalarından ve Müzeyyen Senar veMünir Nurettin Selçuk'un o devirlerdeki siyah-beyaz filmlerde söylediği film şarkılarından feyiz alıp müziğe olan sevdası kendisiyle birlikte büyüyerek ortaokulu bitirdikten sonra Ankara Radyosu imtihanına girdi. 200 kişi arasından seçilip 1948 yılında stajyer olarak girdiği radyoda repetitör muavinliğine kadar yükseldi.
Maksim Gazinosu tarihinde, Zeki Müren'le yarışan tek bayan rakiptir.[kaynak belirtilmeli] Platin rengi saçları, şık kostümleriyle kendisinden sonra yetişen şarkıcılara öncülük etti. Karekteristik hareketleri, sahnedeki büyük dehası daima ayakta alkışlandı. Plakları öyle çok ilgi gördü ki sanatçıya başarılarından ötürü altın plak değil platin taç armağan edilirdi. Müziği bıraktığı 80'li yıllara kadar daima sevilen ve gözde sanatçılardan olmayı başardı.
Halil Aksoy ile olan evliliğinden Ahmet Kazım isminde bir oğlu vardır. Sanatçı ayrıca Berker İnanoğlu ve Fahrettin Aslan'la evlenip ayrılmıştır. 1967 yılında Kederli Günlerim, 1973 yılındaFalcı isimli Türk filmlerinde baş rolde oynamıştır.

Albümleri [değiştir]

  • Dumanlı Meyhaneler (Grafson Plak)
  • Kıskanırım (Atlas Plak)
  • 1972 Yılının 12 Altın Şarkısı (Atlas Plak)
  • Unutulmayan Şarkılar Konseri (Atlas Plak)
  • Sizin İçin Seçtiklerimiz (Yavuz Plak)
  • Anılarla Sadettin Kaynak (Yavuz Plak)
  • Unutulmayanlar 1 (Coşkun Plak)
  • Çağrı (Lider Plak)
  • Kapın Her Çalındıkça (Coşkun Plak)
  • Nankör (Harika Plak)
  • Ölmeyen Nağmeler - Buket 1 (Harika Plak)
  • Bir Zamanlar 3 (karma) (Ossi Müzik)
  • Ayrilamayiz Artik
  • At Kadehi elinden
  • Elbet birgün bulusacagiz
  • Bir Kara Sevda
  • Bir garip yolcu

Filmleri [değiştir]

  • Falcı (1973)
  • Kederli Günlerim (1967)
Lanetli Yıllar(1697)


Cem Garipoğlu Neden TT ?

Karabulut cinayetinin temyiz davası Yargıtay'da

Cem Garipoğlu'nun avukatı: Başı gövdeden ayırmıştır. Canavarca hisle hareket etmemiştir ...

Münevver Karabulut cinayeti davasının temyiz duruşması Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nde yapıldı. Cem Garipoğlu'nun avukatı Aytekin Kaya savunmasında “Müvekkilim aniden gelişen tahrik altında cinayeti işlemiş ve sonra cesetten kurtulmak için başı gövdeden ayırmıştır. Eziyet ve canavarca hisle hareket etmemiştir” dedi.

Duruşmaya, sanık Cem Garipoğlu'nun amcası Hayyam Garipoğlu ve eşi ile Cem Garipoğlu'nun avukatı Aytekin Kaya katıldı.

Avukat Kaya savunmasında, yerel mahkemenin, Cem Garipoğlu'nun Münevver Karabulut'u tasarlayarak öldürdüğü iddiasıyla hüküm kurduğunu hatırlatarak, Cem Garipoğlu ile Münevver Karabulut arasında bilgisayar ortamında yapılan görüşmelerde olay günü buluşmalarıyla ilgili diyalogların irdelenmesini istedi.



“Müthiş planlar içindeyim”
Bu yazışmalarda “iki genç çocuğun nasıl buluşacaklarının” anlatıldığını ifade eden Kaya, yerel mahkemenin Cem Garipoğlu'nun yazdığı “Müthiş planlar içindeyim” şeklindeki ifadesini, “öldürmeyi önceden düşündüğü” şeklinde yorumladığını söyledi. Kaya, “Ama mesajların tümü incelendiğinde mesajların sonuna doğru 'Sana sımsıkı sarılacağım, sofra kuracağım' şeklinde çocukça yazışmalar var. Yazışmaların tümüne bakıldığında olayın tasarlama olmadığı görülecektir” diye konuştu.

Yerel mahkemenin, Cem Garipoğlu'nun Münevver Karabulut'u “canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek” suçundan hüküm kurduğunu da anımsatan Kaya, olayda kullanılan testerenin önceden alındığı iddialarının da gerçek olmadığını savundu.

“Aniden gelişen tahrik altında”

Kaya, testerenin satın alındığı saatin satış fişinde belli olduğunu, nalbur beyanları ve Cem Garipoğlu'nu taşıyan taksi şoförünün beyanlarının da testerenin cinayetten sonra alındığını gösterdiğini iddia ederek, “Müvekkilim aniden gelişen tahrik altında cinayeti işlemiş ve sonra cesetten kurtulmak için başı gövdeden ayırmıştır. Eziyet ve canavarca hisle hareket etmemiştir” dedi.

Münevver Karabulut'un olay günü genç bir teğmenle cep telefonundan mesajlaştığını, bu mesajların savcılık tarafından dosyaya konulduğunu anlatan Kaya, Cevahir adlı bu kişinin ifadesinin talimatla alındığını kaydetti. Kaya, Cevahir adlı kişinin ifadesinde, Münevver Karabulut ile Sarımsaklı plajında tanıştığını, birkaç gün arkadaşlık yaptığını, sonradan İstanbul'a geldiğinde de Karabulut'a mesaj çekerek buluşmak istediğini belirttiğini aktardı.

Bu kişinin ifadesinde ayrıca, Münevver Karabulut'un kendisine 'Erkek arkadaşımla buluşacağım, gelemem' şeklinde cevap yazdığını, ikili arasında geçen diğer sekiz mesajı ise hatırlamadığını söylediğini kaydeden Kaya, “İki genç arasında flört olması mümkün. Genç teğmen bir centilmen olarak ve davada adının geçmemesini istediği için mesajları hatırlamadığını söyleyebilir. Müvekkilim Cem Garipoğlu ise Münevver Karabulut ile bu kişi arasında geçen mesajlardan 'Sevgili ilişkisini gördüm, kendimi kaybettim' diyor” diye konuştu.

“Maddi gerçek sübjektif ölçülerle değerlendirildi”

Yargıtay içtihatlarında 'sadakat'ten bahsedildiğini belirten Kaya, Münevver Karabulut ve Cem Garipoğlu'nun aynı evde oldukları sırada mesajların ortaya çıktığını, tartışmaya başladıklarını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aynı anda, aynı evin içinde bu kişiye sarılıp daha sonra bu tepkiler alınıyor. Bu tepki neticesinde müvekkilim ruh dünyasındaki elem, keder ve öfkeyle bu fiili gerçekleştiriyor. Tahrik altında aniden gelişen genel kasıtla adam öldürme suçu yerine yerel mahkemenin gerekçeli kararından anlaşıldığı kadarıyla maddi gerçek sübjektif ölçülerle değerlendirilerek hukuka aykırı, yanlış bir karar verilmiştir. Bu nedenle kararın bozulmasını talep ediyoruz.”

Cem Garipoğlu'nun davanın her sürecinde pişmanlığını dile getirdiğine işaret eden Kaya, bunun somut göstergelerle de kanıtlandığını ifade etti.

Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Münevver Karabulut'un öldürülmesine ilişkin sanık Cem Garipoğlu'nu “çocuğa karşı, tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek” suçundan 24 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, kararını 29 Mart 2012 Perşembe günü açıklayacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğnamesinde Garipoğlu'na verilen 24 yıl hapis cezasının onanmasını istedi.(AA)

Ferhat Kiraz Kimdir?


Ziraat Türkiye kupasında beşiktaşı eleyen golü atan boluspor topçusu Ferhat Kiraz TT listesinde. Gol öncesi 2 net pozisyonu da kaçırdı. 

Ferhat Kiraz


Ferhat Kiraz, (d. 2 Ocak] 1989, Bozkır, Konya) sol açık posizyonunda görev alan Türk futbolcusu. Şu anda 1. Lig ekiplerinden Boluspor'da futbol oynamaktadır. 

Futbolculuk kariyeri 


Kulüp takımları kariyeri 

Konya Demirspor altyapısın'da futbola başladı ve 16 yaşında Gençlerbirliği B Genç takımı için geldi. 1 hafta kadar oynadıktan sonra Metin Diyadin'in çalıştırdığı PAF takıma alındı. Yaklaşık 1 sezon PAF takımda oynadıktan sonra 2006 Mart ayında Gençlerbirliği A Takımına geçti. Haziran 2006'da Hollanda'da düzenlenen turnuvaya Gençlerbirliği'nin 17 yaşaltı takımında katıldı ve turnuvanın en değerli futbolcusu seçildi.
2010-11 sezonun başında Bank Asya 1. Lig takımı Boluspor'a transfer olmuştur. Buradaki ilk sezonununda uyum sorunu yaşamadan kendine ilk 11'de yer edindi ve sezon boyunca 31 lig karşılaşmasında kaydettiği 12 golle hem takımının en golcu futbolcusu oldu hemde gol krallığında iddiali durumda bulundu. Bunun üzerine birçok Süper Lig ekibinin transfer listesinde bulunsada kulübü başka bir ekibe göndermedi.

Millî takım kariyeri 

66 kez millî takımlara çağrılan Ferhat Kiraz, 10 kez Türkiye U-16, 12 kez Türkiye U-17, 5 kez Türkiye U-18, 30 kez Türkiye U-19, 7 kezTürkiye U-21 , 3 kez de Türkiye A-2 forması olmak üzere toplam 67 kez milli formayı giymiştır ve bu müsabakalarda 16 gol kaydetmiştir.[1]
8 ve 9 Şubat 2011 tarihlerinde Belarus ile Antalya'da oynanacak özel karşılaşmalarda ilk kez Türkiye A-2 Millî Takımı aday kadrosuna davet edilmiştir.[2]

Kaynakça 





Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Bluehost Review